15 Nisan 2012 Pazar

12 Nisan 2012 Perşembe

Sen Yoksan Eğer Nefes Bile Zor Alırım,
Kalbimi Avuçlarının Ardına Koy Kadınım,
Üşüyeceğini Bile Hissetsem Birazcık,
abaha Kadar Uyumam Örtmek İçin Yorganını.
Zafer benim olduğunda, ödülüm sen ol�
Nisan'ın başlangıcıyla, önüme sel o
Bacamda tüten duman, penceremde rüzgar
Bu rüzgardan daha şevkatli daha serin eser ol.

Seni ona buna değilde sana anlatabilsem.
Güneş bir parça daha sen damlatabilse!
Tam karşıma düşsen konuşsak söylesem ve dinlesen.
Yahut ben susup kalsam sen anlatabilsen.

Nisan bereketiyle geldi yapraklarımı döktü!
Her harfin toprağın altında milyonlarca köktür.
Sonunda çocukluğumu kaybetmekten ürküp,
Papatya bahçesinden salıncağımı söktüm.

Bu dağlar seninle ilgili hiç birşey bilmiyor.
Bununla doğru orantıda hiç bir ağacın ilmi yok!
Orman oksijen yangının tehditindeki alâsın.
Malesef hiç bir adıma oksijen dikilmiyor.

Ormanları yok etmeden seni gerçekten sevemem.
Bir ağaç yüzlerce kalem 20 şiir senede
İlkokuldan liseye hatta sonrasında bi sene boyu
Karşılaştığım her işlemin sonucu sen eder

Tütünüm olmalıydı basmalıydı yarama
Emin olsam varolduğuna sıkıntıları aramam
İnşallah beni hiç bir mühitte birkez bile bulama 

Yinede birgün vazgeçersem eğer yıkıntıları arala

Hayır efendim ona ihanet derler zira gurur buna
Bir kadın yok hiç olmadı bakmayın siz kuruntuma
Islanan her mendil gibi inan birgün kurur buda
Kıskanıyorum dudaklarını içtiğin her yudum sudan

Direncim tükenmeyecek mürekkepler şöleni
Sevgi imparatorluğunda bu en parlak dönemim
İyice hantallaştım, haricen bide şuvar
Elim bir kagıda bir kaleme bir başıma birde sana yönelir.

Aşksa eğer aşka hicvin en üst perdesindeyim
Bu ödül sel suyun en derin mertebesinde mi?
Bunu kendime bilerek yapıyorum ve memnun halim
Derdin artık derdi var o benim çünkü dert elimdesin .

 



Bu hücre istanbulun gecelerinden pistir
Hala anlamış degilim sıra benim hakkımken
Nasıl oldu da başka birine bırakabildim pisti.
Sırtımda lastik izleri ve acı firen sesleri
Ben kazanın kurbanıyım haykırışımı resmedin
Bagırıyorum duymuyolar ses yerini bulmuyoda
Yine de sen hayalimden bi anlık vazgeçmedim

Bu devrin hiçbir şairi benimle yarışamaz
Beni sevmiyo olman hariç hiçbişeyine karışamam
Sensizlige alışamam, sensizlige barışamam
Yaşamda herkes hak verir de bir kısmını tanısalar

Rüyalarıma aşık oldum gücünden ötürü
Sana aglamak zevki sefa gülürsem ölürüm
İlk işim seni bulmak olacak görünce günümü
Çünkü bana bi tek sen yaşatabilirsin gülünecek ölümü.

Gülmek ne haddime zifte döndü ciğerlerim
Umrunda olduğum sürece umrumda değil diğerleri
Bir yer verin,ayda geçse beklerim sıkılmadan
Sen canım, cicim, anam, babam, balım, biraderim
---Ama çok güzeldi. Sarı saçları vardı, tıpkı... Böyle şeye benziyordu... 
---Güneş ışığı altında parlayan saçlarmı ?
---Evet, evet öyleydi! Tanrım, sen ne iyi konuşuyorsun.
--- Bazı şeyleri cümlelere saklayabilirsin...   
  
  
Bileklerimden aksın aşk, pranga olsun hüzne.
Bazen hissedersin doğru göremediğini gözde.
Masal diyarlarının hayali huzur verir kalbe .
Küfrettiğin her dakika öyle bi yer düşle..

Kağıtla kalem savaşır, ve kaybeder biri.
Kazanan hep şair olur , tescillenir hisleri.
En güzel şiirlerin mimarı hep bi kadındır,
Dedim ya şair kazanır, ölüme düşer kasveti.

Bugün bu adada bulunan duman mahzun.
Ve beş aylık bi hikaye dudaklarına mahkum.
Dilime küfrü hapseden bu dünya dursun.
Bu seninle benim aşka son olsun.

Kar hevestir ve belki hayat kadar değersiz,
Aşk denen bu baş belası çok hırçın ve eğersiz.
Kusura bakma, en güzel şiirler adına yetersiz,
Bül bül olsam hiç durmadan öterdim nedensiz..
 

kar tanesi

Çok savaştım,her savaşta düşmanlardan yavaştım
Bu yüzden 365 gün korkularıma yanaştım
En büyük korkum sensizlikti,bu yüzden çok karıştım
Bir damla sen düşünce gökyüzünden,parıltından kamaştım...


Islanmış çoraplarla, morarmış ellerim
Kömüz gözlü amcalarla, muhabbeti özledim
Penceremden her sabah küçük bir umut gözledim
Ve kar sandığın gibi bişey değil, berfum'la sözledim ..
 

9 Nisan 2012 Pazartesi

Az önce yağmuru sen sanıp bi miktar yaşadım
Bi miktar yaşadım seni,hasretin baş aşağı
Elimde kaşağı kağıtlar asil bir at gibi
Kaşıyorum her zerresini seni götüren yasağın

8 Nisan 2012 Pazar

Aç karnına alınır olsam açlıktan ölürdüm.
Açlıktan ölürsem anneciğim beni dünyadan görür mü?
Dünya burdan mavi, yeşil, beyaz, siyah, kahverengi, kırmızı, "sen sarısı" peki ya benim görüntüm?
Siyaha beyaz sen düşünce güneş doğar gökyüzüne.
Beyazlığının huzurunda bol bulutlu gökyüzüne.
Bozulabilir ruh sağlığım beni mutlu et öylesine.
Ölesiye, öldüresiye gül yüzüme gül yüzünle.
Düşündürüyor olma fikri bile yeterli aklına.
Senin değil de olmayışının benim üstümde hakkı var.
Kucakladığım yeni bi sabahın buğusu camıma yağmuru;
Yağmur da senin beni ne kadar  sevdiğini getirdi aklıma.
Yağıyor işte başka birinin gözlerinden üstüne.
Birbirine aşık iki damla da dudaklarıma düştüler.
Az evvel her binanın her tuğlası çatladı.
İnanamazsın biri de kalbimin üstüne düştü, gel !