Yıllar seni öyle doldurmuş ki bana yer kalmamış sende.
Bastığın toprak,oturduğun bank,içtiğin su,yediğin yemek..Tamlar.
Ben seni daha çocuk sanıyordum,daha toy.Ama öyle değilmişsin.O kadar
fazla gereksiz şey yerleştirmiş ki içine geçen zaman,birlikte olduğun
insanlar,yaşadığın yer,arkadaşların..Ben ne koysam taşıyor.Ne vermek
istesem fazla geliyor,doymuş bebek gibisin..Karnı tok olan bebek anlamaz
ya ısrardan,yediremezsin ona midesinde olandan fazlasını.
Yıllar seni öyle doldurmuş ki,
Sana anlatılanlara inanmışsın hep,pes doğrusu!Maziye döndüm,çocukken de masallara inanırdık biz.
Yaşadıklarına
inanmışsın hep yalanıyla,doğrusuyla..Oysa ki bir katil de
yaşadıklarına inanır,bir hırsızda,bir soyguncu yahut bir fahişe
de.Katile "öldürmek ayıptır,günahtır!" desen namusum için,hırsıza
"çalmak suçtur!" desen yaşamak için,soyguncuya bilhassa aynı,fahişeye
"haya et,günahtır" desen mecburiyetten yaptım der.İnsan bir süre sonra
yaşadığına inanmaya başlar,doğru olmasada.
Yıllar seni öyle doldurmuş ki..
Boşaltmak mümkün değil.İnsan hiç bardakta ki şerbeti boşaltmaya
azmeder mi?Bardakta ki şerbet değil ! Öyle olsa elimi dahi
sürmem.Bardakta ki zehir.Zehri boşaltmak aklıma gelmedi hiç,hoş gelse
de yapamazdım.Hep üstüne koydum,hep bardağı doldurmaya çalıştım..Zaten
doluydu,taştı.
Yıllar seni öyle doldurmuş ki..
Sen gibi davranarak denedim boşaltmayı,başaramadım.İstanbul'un insanı
yalandır kaideyi bozmayanlar hariç.Bozulmuş İstanbul,aşk filmlerini
orada çekmek bile saçma artık!Sana küfretmeyi,ezmeyi,hor görmeyi,kibir
yapmayı,kavga etmeyi,birbirini üzmeyi aşk diye yaşatmış daha önce
sevdiklerin.Elini tuttukların,kucağına yattıkların,öğütlerini
dinlediklerin,hikayelerine bayıldıkların,sesleriyle
uyudukların,esprileriyle güldüklerin,zamanı saydıkların,bir bebek ömrü
verdiklerin sana benim verdiğimin ne kadarını verdi?
Sana benim verdiğimi kimse vermez,veremez.Ama seni istediğin bu olmadıktan sonra neye yarar?
Pamuk beyazım..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder