27 Mart 2012 Salı

Yıllar seni öyle doldurmuş ki bana yer kalmamış sende.
Bastığın toprak,oturduğun bank,içtiğin su,yediğin yemek..Tamlar.


  Ben seni daha çocuk sanıyordum,daha toy.Ama öyle değilmişsin.O kadar fazla gereksiz şey yerleştirmiş ki içine geçen zaman,birlikte olduğun insanlar,yaşadığın yer,arkadaşların..Ben ne koysam taşıyor.Ne vermek istesem fazla geliyor,doymuş bebek gibisin..Karnı tok olan bebek anlamaz ya ısrardan,yediremezsin ona midesinde olandan fazlasını.


  Yıllar seni öyle doldurmuş ki,


  Sana anlatılanlara inanmışsın hep,pes doğrusu!Maziye döndüm,çocukken de masallara inanırdık biz.
Yaşadıklarına inanmışsın hep yalanıyla,doğrusuyla..Oysa ki bir katil de yaşadıklarına inanır,bir hırsızda,bir soyguncu yahut bir fahişe de.Katile "öldürmek ayıptır,günahtır!" desen namusum için,hırsıza "çalmak suçtur!" desen yaşamak için,soyguncuya bilhassa aynı,fahişeye "haya et,günahtır" desen mecburiyetten yaptım der.İnsan bir süre sonra yaşadığına inanmaya başlar,doğru olmasada.


  Yıllar seni öyle doldurmuş ki..


  Boşaltmak mümkün değil.İnsan hiç bardakta ki şerbeti boşaltmaya azmeder mi?Bardakta ki şerbet değil ! Öyle olsa elimi dahi sürmem.Bardakta ki zehir.Zehri boşaltmak aklıma gelmedi hiç,hoş gelse de yapamazdım.Hep üstüne koydum,hep bardağı doldurmaya çalıştım..Zaten doluydu,taştı.


  Yıllar seni öyle doldurmuş ki..


  Sen gibi davranarak denedim boşaltmayı,başaramadım.İstanbul'un insanı yalandır kaideyi bozmayanlar hariç.Bozulmuş İstanbul,aşk filmlerini orada çekmek bile saçma artık!Sana küfretmeyi,ezmeyi,hor görmeyi,kibir yapmayı,kavga etmeyi,birbirini üzmeyi aşk diye yaşatmış daha önce sevdiklerin.Elini tuttukların,kucağına yattıkların,öğütlerini dinlediklerin,hikayelerine bayıldıkların,sesleriyle uyudukların,esprileriyle güldüklerin,zamanı saydıkların,bir bebek ömrü verdiklerin sana benim verdiğimin ne kadarını verdi?


  Sana benim verdiğimi kimse vermez,veremez.Ama seni istediğin bu olmadıktan sonra neye yarar?


  Pamuk beyazım..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder